Merhabalar, Nasıl yardımcı olabilir?

Kategori Arşivleri: Tekstil Dünyası

Dokuma Nedir?

Dokuma (Alm. Weben, n; Fr. lissage, m; tissage, m; İng. weaving), atkı ve çözgü adı verilen iki grup ipliğin genellikle doksan derecelik açıyla belirli bir örgü planına göre birbirinin üstünden ve altından geçerek bir yüzey oluşturması işlemine denir. İnsanların giyim, dekorasyon ve endüstriyel amaçlı tekstil yüzeyleri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için 3 farklı tekstil yüzeyi elde etme yöntemi vardır: dokuma yüzeyler, örme (trikotaj) yüzeyler ve dokusuz (nonwoven) yüzeyler.
Dokuma Nedir, Dokuma Kumaş Nasıl Üretilir 
Dokuma kumaş, iki grup ipliğin (çözgü ve atkı), dokuma örgüsü adı verilen belirli bir sistemle birbirlerine dik açıyla; birbirinin altından ve üstünden geçirilerek, bağlanması ile oluşturulur. Dokuma, belli kurallara göre iki iplik sisteminin dik açı yaparak çaprazlamasından oluşan bir tekstil işlemidir. Meydana gelen iplik çaprazlamasına bağlama veya örgü (doku) adı verilir. Dokumayı oluşturan uzunlamasına ipliklere çözgü, yatay ipliklere da atkı denir. Dokumada çözgü iplikleri birbirine paralel olarak belli bir sayıda ve yan yana bulunurlar. Bu iki iplik grubundan çözgüler aktif iplik sistemi, atkılar ise pasif iplik sistemi olarak adlandırılabilir.
Dokuma işleminde kumaşın örgü şekli; aktif ipliklerin, yani çözgülerin hareket ettirilmesine bağlıdır. Buradan hareketle; sadece aktif ipliklerin yönetilmesi ile farklı örgü tipleri elde edilebilir. Dokuma makinelerinde ise aktif ipliklerin yönetilmesi için de ağızlık açma sistemleri: kam (eksantrik veya yürek), armür veya jakar kullanılmaktadır.
Dokumanın yapıldığı yöne doğru ilerlemesi gereken çözgü tabakası arasından atkı ipliğinin geçirilmesi ve bunun kumaşa dahil edilmesi sürekli olarak tekrarlanan temel işlemlerdir. Buna göre dokuma işleminde 3 temel safha vardır:
1-) Ağızlık açılması,
2-) Atkının atılması,
3-) Tefenin atkıyı kumaşa dahil etmesi.
Dokuma makinalarında atkının atılmasından önce ağızlık açılması gerekir. Açılan her ağızlık içinden kaydedilen atkı ipliğinin üstünde ve altında bulunması gereken çözgü ipliklerinin belirlenmesi için çeşitli sistemler geliştirilmiştir. Çözgü ipliklerine armürlü ve eksantriklitezgahlarda çerçevelerle, jakarlı tezgahlarda ise harniş düzeniyle inme kalkma hareketi verilir. Ağızlık açılmasından sonra, atkı ipliği bu ağızlık içerisinden mekik, mekikçik, kanca, hava jeti, su jeti gibi yöntemler yardımıyla geçirilir. Atkılar bir bobin ya da masuradan çekilerek kaydedilir. Atkı atılmasından sonra ağızlık kapanır ve tarak, tefe vurma hareketiyle atkıyı kumaşa dahil eder. Daha sonra yeniden ağızlık açılır ve atkı atma olanağı sağlar. Aynı zamanda bir önceki atkı ve çözgü iplikleri tarafından tutularak sabitleştirilmiş olur. Böylece dokuma kumaş oluşturulmuş olur. Ardından bir sarım mekanizması yardımıyla dokunan kumaşlar toplanır.
Dokuma Kumaşların Kullanım Alanları 
Dokuma, kumaş yapmanın en yaygın metodudur. Dokuma kumaşlar çok farklı kullanım amacına yönelik olarak üretilebilirler: Dünyadaki kumaş üretiminin en büyük payını, dokuma kumaş üretimi oluşturmaktadır.
1-) Giysilik kumaşlar: takım elbiselikler, elbiselik, pantolonluk, gömleklik, palto ve mantoluk kumaşlar, spor giysileri için üretilen kumaşlar, vb.
2-) Ev tekstilleri ve döşemelikler: perdelikler, güneşlikler, masa örtülükleri, yatak çarşaf ve örtüleri, havlular, yer, duvar ve mobilya döşemelikleri, banyo takımları, vb.
3-) Endüstriyel ve teknik kumaşlar: transmisyon kayışları, emniyet kemerleri, yelken bezleri,çuval bezi, çadır bezi, inşaatlar için jeotekstiller, ziraat örtüleri, vb.
KAYNAK: tekstilsayfasi.blogspot.com

Metaverse nedir? Moda ve giyim endüstrisi için neler vaat ediyor?

Meta’nın ‘sosyal bağlantının bir sonraki evrimi’ olarak tanımladığı metaverse, dünyanın dört bir yanından kullanıcıların aynı anda bulunduğu üç boyutlu bir sanal gerçeklik evreni sunuyor. Oyun ve eğlence sektörlerinden büyük markaların ard arda yatırım yaptığı bu yeni platform, moda dünyası için de önemli bir fırsat olarak görülüyor. Yakın zaman önce dünyaca ünlü spor giyim markası Adidas, 10 bin NFT’yi içeren dijital koleksiyon Bored Ape Yacht Club ile iş birliği yaparak bu 3 boyutlu sanal gerçeklik dünyasına adım atmış; Nike, Nikeland adında ücretsiz sanal oyun alanını sunmak için online oyun platformu Roblox ile bir ortaklık başlattığını açıklamıştı. Zara ise Güney Kore merkezli moda markası Ader Error ile anlaşarak AZ Koleksiyon’unu metaverse evreninde duyurmuştu. Önde gelen lüks ürün markalarından Gucci, Balenciaga, ve Burberry ise dünya çapında en çok oynanan video oyunlarında şimdiden yerlerini aldı.

Metaverse moda ve perakende endüstrisini harekete geçirdi

Hızla büyümeye devam eden 3 trilyon dolarlık moda endüstrisi, metaverse evrenine en hızlı uyumlanan sektörler arasında bulunuyor. Bir yandan mevcut hazır giyim ve perakende markaları fiziksel dünyanın yanı sıra dijital ortamda da yerlerini almaya başlarken, diğer yandan tüm dünya, yalnızca dijital giysiler üreten start-up firmalarının ortaya çıkışına tanıklık ediyor.

Eğlence dünyasını domine eden oyun sektörü 2020 yılında 203.12 milyar dolar değerinde gerçekleşirken, global oyun sektörünün 2028 yılına kadar 545,98 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Günümüzde 3 milyar insan düzenli olarak video oyunları oynarken, bu platformlardan halihazırda yıllık 100 milyar dolar değerinde sanal ürün satışı gerçekleştiriliyor. Oyuncular, ‘skins’ olarak adlandırılan bu kıyafetleri veya aksesuarları, online bir oyunda görünümlerini özelleştirmek üzere gerçek para karşılığında satın alıyor. Peki, kullanıcılar gerçek hayatta giyemeyeceği giysilere neden bu kadar ilgi gösteriyor? Metaverse tam olarak ne anlama geliyor ve moda, giyim ve perakende dünyasının bu yöndeki adımları sektör için ne ifade ediyor?

Dijital yeni dünya; metaverse nedir?

Geçtiğimiz aylarda Facebook’un uygulamalarını ve teknolojilerini yeni bir şirket markası altında birleştiren Meta’yı tanıtmasının ardından metaverse kavramı sıklıkla duyulmaya başladı ve ardından pek çok büyük firma bu konuda harekete geçti. Son zamanlarda popülerleşmesine rağmen aslında ortaya çıkışı daha eskiye dayanan metaverse terimini ilk olarak Neal Stephenson, 1992 tarihli ‘Snow Crash’ adlı romanında kullandı ve burada ‘bilgisayar tarafından üretilen bir evren’ vizyonu ortaya koydu. Sonrasında birçok kitaba ve filme konu olan metaverse şimdi ise bilim kurgudan gerçeğe dönüşüyor.

Kullanıcılar, gerçek dünyada akıllı telefonlar veya bilgisayarlarla alışveriş yapmak, konser veya film izlemek gibi iki boyutlu deneyimlerini, tamamen sanal olarak kurgulanan üç boyutlu bir dünyada kendi avatarlarıyla ‘gerçekten’ bulunduğu bir ortamda yaşıyor ve bunu tüm dünyadan farklı kullanıcılarla birlikte aynı anda gerçekleştirebiliyor. Böylece örneğin insanlara bulunduğu herhangi bir ortamda telefon veya bilgisayar aracılığıyla alışveriş yapabilmeyi vaat eden dijital teknoloji, gelinen noktada VR (Sanal Gerçeklik) gözlük ve ekipmanlarıyla bu sefer doğrudan 3 boyutlu sanal bir mağazaya gitme olanağı sunuyor.

Metaverse moda için de yeni bir evren yaratıyor

Yepyeni bir üç boyutlu dünya deneyimi sunan bu dijital evrende, tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi moda, kişilerin kendini ifade etme ve kimlik yaratma biçimi olarak görülüyor. Metaverse’ün insanların günlük hayatında daha fazla yer almasıyla birlikte fiziksel dünyadakinin yanı sıra sanal dünyada da giysilerin daha çok önem kazanması bekleniyor. Bu sebeple metaverse moda sektörü için de önemli fırsatlar sunan bir pazar olarak ortaya çıkarken, dijital ortamdaki ürünleri benzersiz kılan NFT ise bu dönüşümde hızlandırıcı bir rol üstleniyor. Gerçek dünyada giyim ürünleri satan markaların dijital olarak da varlık göstermesinin yanı sıra, fiziksel olarak hiçbir zaman kullanılamayacak ve yalnızca dijital dünyada giyilebilecek olan kıyafetler satan firmalar modayı farklı bir boyuta taşıyor.

 

İnsanlar neden gerçekte giyemeyeceği dijital kıyafetlere para veriyor?

Günümüzde 3 milyar insanın düzenli olarak bilgisayar oyunu oynadığı göz önünde bulundurulduğunda, dijital ortamda uzun zaman geçiren ve online platformlarda sosyalleşen kullanıcılar avatarlarının ve oyun karakterlerinin dış görünüşüne oldukça önem veriyor. Dijital ortam için giysi ve aksesuar üreten tasarımcılar ise, oyun dünyasının fantastik ve bilim kurgu ögelerinden esinlenerek, gerçek hayattakinden farklı olarak daha sıra dışı ve dikkat çekici kıyafetler sunuyor. Dijital moda evi Placebo’nun kurucusu Roei Derhi bu gerçeği şu sözlerle özetliyor: “Bence dijital modanın en iyi yanı, içinde bir kaçış etkisi olmasıdır. Dijital moda gerçeklikten daha fazlası ve insanlara sadece kıyafet giydirmekle kalmıyor, aynı zamanda fanteziler giydiriyor.”

5 dakikada toplam 3,1 milyon dolarlık sanal spor ayakkabı satıldı

2020 yılında kurulan RTFKT Studios, yaklaşık 5 dakikada 3,1 milyon dolar değerinde sanal spor ayakkabı satışı gerçekleştirdi. Firmanın kurucu ortaklarından Benoit Pogazzo üretim sürecinin ise yalnızca 2 hafta sürdüğünü belirtti. Lüks moda markası Burberry ise Mythical Games’in Blankos Block Party adlı video oyununda Sharky B adlı bir dizi benzersiz karakter yarattı. Jetpack, kol bantları ve havuz ayakkabılarıyla tamamlanan oynanabilir NFT kreasyonları, kısa sürede yaklaşık 400.000 dolarlık satış yakaladı.

Moda yaratıcıları ve tüketiciler için yeni içgüdüsel deneyimler ve gelir akışları üreten ilk onaylı sanal ürün pazarı sunan THE DEMATERIALISED ise yalnızca dijital kıyafetler ve aksesuarlar üretiyor ve bunların farklı online oyunlarda kullanılması için çalışmalarını sürdürüyor. Yakın zamanda görülen tüm bu örnekler dijital modanın geldiği noktayı net bir şekilde gözler önüne sererken, bu dönüşüme daha hızlı adapte olan firmaların pazarda önemli bir rekabet avantajı elde edeceğini açıkça gösteriyor.

 

Gelecekte yalnızca dijital moda mı olacak?

Bu etkileyici teknoloji her ne kadar büyük bir heyecanla karşılansa da, en azından yakın gelecekte yalnızca dijital modanın olduğu bir dünya şimdilik mümkün görünmüyor. Bunun önündeki en büyük zorluklardan biri ise teknolojinin herkese ulaştırılabilir hale getirilmesi. Öte yandan bu yeni dünyada yaşanabilecek sorunların hukuksal ve etik boyutunun yanı sıra bunun insan psikolojisi üzerinde yaratacağı etkiler hala tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Dijital moda, başlangıçta tasarımdan doğrudan satışa geçilmesi ve aradaki fiziksel üretim süreçlerini ortadan kaldırması nedeniyle çevre dostu görünse de, insanları metaverse evrenine taşıyacak olan teknolojik süreç sürdürülebilir bir dünya için çevresel ayak izini azaltma konusunda yetersiz görünüyor. Bununla birlikte yapay zeka, blockchain, makine öğrenmesi, kripto para ve NFT (non-fungible token) gibi çağın yeni kavramlarını bir araya getiren metaverse’ün ilerleyen yıllarda daha fazla yaygınlaşması öngörülüyor. Dijital dünyayı farklı bir aşamaya taşıyan bu platform, yeni üretim ve tüketim süreçlerini de beraberinde getirirken, buna paralel olarak değişen gerçeklik ve ihtiyaç algısının tekstil endüstrisinin dönüşümünü de hızlandırması bekleniyor.

 

KAYNAK: textilegence.com

Türk tekstilciler, ihracatta tarihi zirveye ulaştı

Türk tekstil sektörü, geçen yıl gerçekleştirdiği 12,9 milyar dolar değerinde dış satımla Cumhuriyet tarihin rekor ihracatına imza attı.

———————————————————————————————————————-

Türk tekstil sektörü̈ ihracatta yükselişini sürdürmeye devam ediyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) verilerine göre sektör, ihracatını 2021’de bir önceki yıla kıyasla yüzde 33,2 oranında artırdı. İhracat gerçekleştirdiği 200’ü aşkın ülke ve bölgenin yaklaşık yüzde 85’inde ihracat artışı kaydeden sektör, 12,9 milyar dolar değerinde dış satım gerçekleştirdi. Söz konusu rakamla sektör, ihracatta tarihi zirveye ulaştı.

Aralık ayında ise sektör, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,2 artışla 1,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek tüm zamanların en yüksek aylık ihracatına imza attı.

Sektörün 2021 yılı ihracat rakamlarını değerlendiren İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, ihracatta yükselişin 2022 yılında da sürmeye devam edeceğine dikkat çekti.

96 ülkede rekor kırıldı

Sektör olarak 2021 yılında 200 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyleyen Öksüz, “İhracat gerçekleştirdiğimiz ülkelerin yaklaşık yüzde 85’inde ihracatımız arttı. Avrupa, Amerika, Asya, Afrika Kıtaları ve Türk cumhuriyetlerine ihracatta cumhuriyet tarihi rekoru kırdık. 96 ülke ve bölgeye ise tüm zamanların en yüksek tekstil ihracatını gerçekleştirdik. Sektörümüz açısından en sevindirici gelişmelerden biri ise ABD’ye gerçekleştirdiğimiz ihracatta yaşandı. En büyük hedef pazarlarımızdan biri konumundaki ABD’ye 2021 yılında 839 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdik. Son 3 yılda istikrarlı bir şekilde ABD’ye ihracatımızı artırıyoruz. 2022 yılında ise ABD’ye 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirmeyi öngörüyoruz. Geçen yıl en fazla tekstil ihracatı yaptığımız ülkeler sırasıyla yüzde 52,5 artışla İtalya, yüzde 11,2 artışla Almanya ve yüzde 33,7 artışla ABD oldu. En büyük ihracat pazarımız Avrupa Birliği ülkelerine 2021 yılı ihracatımız yüzde 33,8 oranında artarak yaklaşık 6 milyar dolar değerinde gerçekleşti. 2022 yılında AB’ye ihracatımızın 7,5 milyar dolara ulaşmasını öngörüyoruz.” dedi.

“Alt sektörlerimizdeki başarılarımız 2022’de de devam edecek”

2021 yılında 2,3 milyar dolar değerinde ev tekstili, 2,1 milyar dolar değerinde ise örme kumaş ihracatı gerçekleştirildiğinin altını çizen Öksüz, şu bilgileri verdi: “Ev tekstili ve örme kumaş sektörlerimizde tüm zamanların en yüksek ihracat seviyelerine ulaştık. En büyük ihracat pazarımız AB’nin ev tekstili ithalatından yüzde 10’un üzerinde pay alıyoruz. Örme Kumaş sektöründe ise AB’nin en büyük tedarikçisi konumundayız. AB’nin örme kumaş ithalatından Türk örme kumaş sektörü yüzde 42,4 oranında pay alıyor. Ev tekstili ve örme kumaş sektörlerimizdeki başarılarımızın 2022 yılında da devam edeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte 2022 yılında dokuma kumaş ve teknik tekstil sektörümüzde de ihracat atağı gerçekleştireceğiz.”

 

 

“2022’de 15 milyar dolar ihracata el birliği ile ulaşacağız”

Türk tekstil sektörünün dünyanın en büyük 5. tekstil ihracatçısı olduğunu vurgulayan Ahmet Öksüz, Türk tekstil sektörünün AB ülkelerinin 2. tedarikçisi konumunda bulunduğuna dikkat çekti.

Bu yıl, 15 milyar dolar değerinde ihracatla yeni bir rekora imza atmayı hedeflediklerini söyleyen Öksüz, şunları kaydetti: “Bu kapsamda 2022 yılında İTHİB olarak İTO iş birliğinde İstanbul’da gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz Texhibition İstanbul Fuarımız, Birlik olarak New York’ta gerçekleştirdiğimiz I Of The World Fuarımız, Premiere Vision Paris, London Textile Fair, Munich Fabric Start, Techtextil Frankfurt Teknik Tekstil Fuarı gibi gerçekleştireceğimiz Milli Katılım Organizasyonlarımız ve ticaret heyetlerimiz ihracat atağımızda önemli rol oynayacak. Entegre üretim gücünden nitelikli istihdamına, sürdürülebilirlik alanında hayata geçirdiğimiz yatırımlardan Ar-Ge çalışmalarına, esnek üretim kabiliyetinden lojistik avantajlarına birçok ekonomik faktörde küresel lider olan sektörümüz; salgından sonra birçok küresel markanın tedarik zincirinde güvenilir liman olduğunu bir kez daha ispatladı. Özellikle 2021 yılında firmalarımız hızla yeni yatırımları devreye alarak tedarik zincirindeki konumunu kuvvetlendirdi. 2022 yılında sadece ihracatta değil yatırımlarda da şampiyon olacağız, 10 milyarlarca liralık yatırımlar kısa sürede devreye girecek. Bu çerçevede orta vadede dünyanın en büyük ilk 3 tekstil ihracatçısı ülkesinden biri olma hedefimize hızla yaklaşıyoruz.”

 

KAYNAK: dunya.com 

Türkiye’de Covid-19: Pandemi tekstil ve hazır giyim sektörünü vurdu, bundan sonra ne olacak?

Koronavirüs salgını ile birlikte tekstil sektöründe de bir süre durdurulan üretim faaliyetleri yeniden başladı. Pek çok işletme kapılarını tekrar açarken, pandemi nedeniyle yaşadıkları ekonomik kaybı telafi etme peşinde.

Yıllık 17 milyar doları aşan dış ticaret fazlası ile sanayide milli ekonomiye en fazla katkıyı sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörü pandemi sürecinde ciddi oranda daralma yaşadı.

1981 yılından beri tekstil sektörünün içinde olan Helmi Oğuz, bu zamana kadar böyle bir zorlukla karşılaşmadıklarını ifade ediyor.

 
 

İstanbul Güngören’de tekstil mağazası olan Oğuz, normalleşme adımları ile birlikte dükkanın kapılarını açtı. Yüzde 80 kapasitesi yurtdışına bağlı olan Güngören tekstil piyasasında pandemi nedeniyle işler eskisi gibi değil.

Şu anda on dükkandan yedisinin siftah yapmadan kapattığına özellikle dikkat çeken Oğuz, çoğu işletmenin kirasını dahi ödeyemeyecek durumda olduğunu söylüyor.

Oğuz, tekstilciler olarak Koronavirüs salgının sadece Çin ile sınırlı kalacağını ve salgının Türkiye’ye kadar yayılacağını düşünmediklerini söylüyor. Oğuz’a göre bu öngörüsüzlük onlara daha büyük zararlar getirdi. Çünkü kapasitelerinin çok üzerinde ileriye dönük çekler, senetler vererek hazırlık yapmaları daha fazla borçlanmalarına neden oldu.

Özel bankalardan da destek göremeyince, çalıştıkları firmalarla çözüm üretmeye çalışan tekstilciler, özellikle transferlerinin rahat yapılabilmesi için gümrük vergilerinin azaltılması talebinde bulunuyor tekstilciler.

 

Her ne kadar bu adımların piyasaya canlılık katacağını dile getirse de Helmi Oğuz, işlerin düzelmesini uluslararası uçuşların eski haline dönmesine bağlıyor.

Peki pandemi sürecini daha az zararla atlatan yok mu? Var. 2010 yılından beri tekstil piyasasında olan Mahmut Gedik bu süreçte online satışlara yönelerek, kendisini az da olsa kurtarmış. O nedenle firma olarak büyük sıkıntılar yaşamadıklarını ifade ediyor Gedik. Normalleşme süreciyle birlikte dükkanını açan Gedik, pandemi sürecine rağmen giderek piyasanın hareketlendiğini düşünüyor.

Ancak o da sürecin daha kolay atlatılabilmesi için, yetkilierin desteklerini arttırması gerektini vurguluyor.

Dünyada tekstilde altıncı, hazır giyimde sekizinci büyük ihracatçı ve AB tekstil pazarında üçüncü sırada yer alan Türkiye, hazır giyim ihracatının yaklaşık yüzde 70’ini AB ülkelerine ve İngiltere’ye yapıyordu. Salgın nedeniyle avrupa piyasaları kapanınca milyarlarca dolarlık siparişler iptal edildi.

  • Türkiye’de mart ayında işsizlik oranı yüzde 13,2 olarak açıklandı
  • Almanya, AB dışındaki ülkelere seyahat uyarısını ağustos sonuna kadar uzattı

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) başkanı Mustafa Gültepe daha önce basına yaptığı açıklamada, mart ayı ihracatın geçen yıla oranla yüzde 27 daraldığını söyledi. Gültepe’ye göre çok değil üç ay önce yüzde 85 kapasite ile çalışan sektörde kapasite kullanım oranı yüzde 30’lara geriledi. Çünkü hem salgın önlemleri hem de sipariş olmadığı için tekstil firmalarının büyük bir bölümü üretime ara vermek zorunda kaldı. Tüm önlemlere rağmen sektörün türbülanstan çıkıp kendini toparlamasının bir yılı bulacağına vurgulayan Gültepe, dört maddelik önerilerinin acilen hayata geçirilmesini talep ediyor.

• Kısa çalışma ödeneği Nisan ayından başlamak üzere en az 5 aya çıkarılmalı ve

prosedür kolaylaştırılmalı.

• SGK primi ve vergi ödemeleri gibi kamu alacakları ile kredi taahhütleri 1 yıl

ötelenmeli.

• KDV alacaklarının yüzde 90’ı teminat mektubu karşılığında firmalara ödenmeli.

• Depolarda kalan ürünlerin stok maliyetlerinin karşılanması için Ticaret

Bakanlığımızın başlattığı çalışma hızla tamamlanarak ihracatçılarımıza acil ‘can suyu’

oluşturulmalı.

KAYNAK: tr.euronews.com